Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel’in vaki davetine icabetle KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Rauf R.Denktaş 4 Temmuz 1997 tarihinde Ankara’ya resmi bir ziyarette bulunmuştur.
Bu ziyaret sırasında, iki taraf arasında 9-13 Temmuz 1997 tarihlerinde New York’ta yapılması öngörülen doğrudan görüşmeler ile Türkiye-KKTC ilişkilerinin geliştirilmesine yönelik konular hakkında görüş alış-verişinde ve istişarelerde bulunulmuştur.
Taraflar bu ziyaret sırasında aşağıdaki ortak görüş ve kararlarını açıklamışlardır:
1. BM Genel Sekreteri’nin iyi niyet misyonu Ada’daki iki eşit topluma yönelik olup, iki liderin, serbest iradeleriyle karşılıklı kabul edilebilir bir çözümü müzakere etmeleri esastır. BM çözüm çerçevesi ve parametreleri üzerinden yürütülecek olan müzakere sürecine herhangi bir dış müdahalede bulunulması kabul edilemez. Taraflar bu anlayışla, doğrudan görüşme sürecini desteklemekte ve başlatılacak olan New York görüşmelerinin Kıbrıs meselesine adil ve gerçekçi bir çözüm bulunması için uygun bir fırsat oluşturduğu kanaatini taşımaktadır.
2. Kıbrıs Türk tarafı bu sürece yapıcı ve olumlu bir anlayışla katılacaktır. İki toplumluluk, iki kesimlilik, tarafların siyasi eşitliği, kalıcı bir çözümün temel parametrelerini oluşturacaktır.
3. Kıbrıs’ta iki ayrı halk ve yönetim bulunmaktadır. Rum Yönetimi’ni uluslararası hukuka aykırı olarak meşru hükümet addeden yaklaşımlar, Kıbrıs sorununun çözümüne hiçbir şekilde yardımcı olmamaktadır. Kıbrıs Türk tarafının eşit siyasi ve hukuki statüsünün kabul edilmesi ve KKTC’ne karşı uluslararası alanda uygulanan engelleyici tedbirlerin kaldırılması, çözüm çabalarını kolaylaştıracak ve güçlendirecektir.
4. Kıbrıs’ta yaşayabilir bir çözüm iki taraf arasında güven ortamının tesisinden geçer. Kapsamlı bir çözümde Kıbrıs Türk tarafının siyasal, hukuki ve egemenlik hakları ile meşru menfaatlerinin teminat altına alınmasından vazgeçilemez. Serbest müzakereler yoluyla varılacak çözüm, her iki tarafta ayrı referandumlarla, iki halkın onayına sunulacaktır.
5. 1960 Garanti ve İttifak Andlaşmaları her koşul altında geçerli ve yürürlükte kalmaya devam edecek, bu andlaşmaların doğrudan veya dolaylı olarak değiştirilmesine müsaade edilmeyecek; varılacak kapsamlı çözüm bu andlaşmaların güvencesi altına alınacak ve Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi devam edecektir.
6. 1960 andlaşmalarıyla Kıbrıs’ta iki toplum arasında bir iç denge ile hak ve sorumlulukları itibariyle Türkiye ve Yunanistan arasında bir dış denge tesis edilmiştir. Sözkonusu dış denge bölgesel barış ve istikrarın ayrılmaz bir parçasıdır. 1960 andlaşmaları Kıbrıs’ın, Türkiye ve Yunanistan’ın üye olmadıkları uluslararası siyasi ve ekonomik birliklere katılamayacağını öngörmektedir. Uluslararası hukuk ile bölgesel barış ve istikrarın bir gereği olarak Kıbrıs, bu esasları içerecek bir çözümden sonra ancak Türkiye’nin de içinde bulunacağı Avrupa Birliği’ne tam üye olabilecektir. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin uluslararası hukuka aykırı tek taraflı müracaatına istinaden, Avrupa Birliği üyeliği yolunda atacağı her adım, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türkiye ile bütünleşme sürecini hızlandıracaktır.
7. Yunanistan’la mevcut Ortak Askeri Doktrin çerçevesinde, Kıbrıs Rum tarafında sürdürülen ağır silahlanma, Güney Kıbrıs’ta Yunan hava ve deniz üsleri kurulması, Türkiye’yi de tehdit alanı içine alabilecek silahların Güney Kıbrıs’ta konuşlandırılma olasılığı ve terorist faaliyetlere verilen destek, yalnız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ve bölgenin değil, Türkiye’nin de güvenliğini tehdit eden hususlardır. Türkiye, tüm olumsuz gelişmeleri sadece Kıbrıs Türk halkının barış ve huzuru açısından değil, kendi güvenlik gereksinimleri açısından da dikkatle takip etmektedir. Taraflar, Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanları arasında imzalanan 20 Ocak 1997 tarihli Ortak Deklarasyon’un ihtiva ettiği esasları, bölgede kalıcı barışın tesisi için vazgeçilmez unsurlar olarak görmektedirler.
8. Her iki taraf New York’ta başlayacak olan müzakere süreci içinde yukarıda kaydedilen ortak değerlendirme ve görüşler doğrultusunda hareket edilmesini ve yakın bir işbirliği ve istişare içinde bulunulmasını kararlaştırmışlardır. Türkiye, bu doğrultuda KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Denktaş’ın müzakere sürecinde şimdiye kadar sürdürdüğü yapıcı tutumu bundan sonra da desteklemeye devam edecektir.